AİLENİN YÜKÜ BİR KİŞİNİN OMZUNDA
Bireylerin aile ortamındaki yaşam biçimlerine ve aile hayatına ait değer yargılarına ilişkin bilgi derlenmesi amacıyla, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı işbirliğiyle, 2016 yılında Aile Yapısı Araştırması yür
20 Ocak 2017 Cuma 13:40
Bireylerin aile ortamındaki yaşam biçimlerine ve aile hayatına ait değer yargılarına ilişkin bilgi derlenmesi amacıyla, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı işbirliğiyle, 2016 yılında Aile Yapısı Araştırması yürütüldü. Araştırma sonucunda, İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflaması (İBBS) 1. Düzey ve İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere üç büyük il ayrıntısında tahmin verildi.
Kreşte veya anaokulunda gündüz bakımı alma oranı yüzde 2,8 oldu. Hanedeki 0-5 yaş aralığındaki çocukların gündüz bakımının kim tarafından yapıldığı incelendiğinde; hanelerin yüzde 86’sında bakım işini annelerin üstlendiği görüldü. Gündüz bakım işini, anneden sonra yüzde 7,4 ile en fazla anneanne veya babaanne üstlendi. Bakımın, kreşte veya anaokulunda sağlanma oranı yüzde 2,8 iken bakıcı tarafından yerine getirilme oranı yüzde 1,5 oldu.
HANEDEKİ KÜÇÜK ÇOCUKLARIN GÜNDÜZ BAKIMI
Hanedeki ev işleri genellikle bir hanehalkı ferdi tarafından yapıldı. Hanedeki ev işlerinin genellikle kim tarafından yapıldığı incelendiğinde; evin badana/boyası hariç tüm işlerin genellikle bir hanehalkı ferdi tarafından üstlenildiği görüldü. Hanehalkı ferdi tarafından en fazla üstlenilen işler sırasıyla, yüzde 98 ile sofranın kurulup kaldırılması, yüzde 97,8 ile akşamları çay servisi yapma ve yüzde 97,5 ile bulaşık yıkama oldu.
Hanede ücretli olarak yaptırılan en fazla işler ise sırasıyla, yüzde 38,1 ile evin badana/boyası, yüzde 11,3 ile küçük bakım, onarım, tamir yapılması ve yüzde 4,7 ile evin haftalık/aylık temizliği oldu.
Hanehalkları en fazla hafta sonu akşam yemeğinde bir araya geldi. Hanehalklarının yemek yeme alışkanlıklarında hafta içi ve hafta sonu hangi sıklıkla bir araya geldikleri incelendiğinde; hanehalklarının en fazla hafta sonunda ve akşam yemeğinde bir araya geldikleri görüldü. Hanehalklarının akşam yemeğinde bir araya gelme oranı hafta içi yüzde 78,2, hafta sonu ise yüzde 83,1 oldu.
Hanehalkları, akşam yemeğinden sonra en fazla sabah kahvaltısında bir araya geldi. Hafta içinde sabah kahvaltısında bir araya gelme oranı yüzde 43,4 iken bu oran hafta sonu yüzde 72,3 oldu. Öğle yemeğinde bir araya gelen hanehalkı oranı ise hafta içi yüzde 26,8, hafta sonu yüzde 57,2 oldu.
İLK EVLİLİKLER 20-24 YAŞ ARALIĞINDA GERÇEKLEŞTİ
Evlilik deneyimi yaşamış bireylerin araştırmada beyan ettikleri ilk evlenme yaşları incelendiğinde; Türkiye'de ilk evliliklerin yüzde 37,5’i 20-24 yaş aralığında yapıldığı görüldü. Bu yaş aralığından sonra ilk evlilikler en fazla yüzde 21,2 ile 25-29 yaş aralığında ve yüzde 17,9 ile 18 yaşından önce gerçekleşti.
İlk evlilik yaşı cinsiyete göre incelendiğinde; kadınların ve erkeklerin ilk evliliklerini en fazla 20-24 yaş aralığında yaptığı görüldü. İlk evliliğini 20-24 yaş aralığında yapan kadınların oranı yüzde 34,3 iken, bu oran erkeklerde yüzde 41,3 oldu. Evliliğini 18 yaşından önce yapan kadınların oranı yüzde 28,2, erkeklerin oranı ise yüzde 5,6 oldu.
Erkekler için en uygun ilk evlenme yaşı yüzde 53,9 ile 25-29 olarak belirtildi. Bireylerin kadın ve erkek için uygun gördükleri ilk evlenme yaşının kaç olduğu incelendiğinde; kadınlar için en uygun ilk evlenme yaşı yüzde 46,9 ile 20-24 yaş arası, erkekler için ise yüzde 53,9 ile 25-29 yaş arası olarak belirtildi.
İlk evliliklerin yüzde 59,9'u görücü usulü ile gerçekleşti. Evlilik deneyimi olan bireylerin eş seçimini nasıl yaptıkları incelendiğinde; ülke genelinde ilk evliliklerin yüzde 47,8’inin görücü usulü ve kendi rızası ile, yüzde 12,1’inin ise görücü usulü ve kendi görüşü sorulmadan aile kararıyla gerçekleştiği görüldü. Eşini kendi kararı ve ailesinin rızası ile seçenlerin oranı yüzde 30,2, kendi kararı ve ailesinin rızası dışında evlenenlerin oranı yüzde 2,5, kaçma/kaçırılma ile evlenenlerin oranı ise yüzde 7 oldu.
OKUMUŞLAR KENDİ EŞİNİ KENDİSİ SEÇİYOR
Evli bireylerin eşleri ile nasıl evlendikleri cinsiyete göre incelendiğinde; görücü usulü ve kendi rızası ile evlenen kadınların ve erkeklerin oranı yüzde 47,8 iken görücü usulü ve kendi görüşü sorulmadan aile kararıyla evlenen kadınların oranı yüzde 14,8, erkeklerin oranı ise yüzde 9 oldu. Eşini kendi kararı ve ailesinin rızası ile seçen kadınların oranı yüzde 27,1, erkeklerin oranı yüzde 33,8, kendi kararı ve ailesinin rızası dışında evlenen kadınların oranı yüzde 2,6, erkeklerin oranı ise yüzde 2,5 oldu.
Evli bireylerin eşleri ile nasıl evlendikleri öğrenim durumuna göre incelendiğinde; bireylerin öğrenim durumu yükseldikçe kendi seçimi ile evlenenlerin oranının arttığı, görücü usulü ile evlenenlerin oranının ise azaldığı görüldü. Eşini kendi kararı ve ailesinin rızası ile seçen bir okul bitirmeyen bireylerin oranı yüzde 10,6 iken bu oran yüksekokul, fakülte, üniversite, yüksek lisans/doktora mezunu bireyler için yüzde 67,1 oldu.
Hem resmi hem de dini nikahı olanların oranı yüzde 97,1 olarak tespit edildi. Bireylerin evliliklerinde gerçekleştirdikleri nikah türü incelendiğinde; bireylerin yüzde 97,1’inin hem resmi hem de dini nikah yaptığı görüldü. Sadece resmi nikah yapanların oranı yüzde 1,8, sadece dini nikah yapanların oranı ise yüzde 1,1 oldu.
Evli bireylerin bazı belirlenmiş konularda eşleri ile sorun yaşayıp yaşamadıkları incelendiğinde; eşler arasında en fazla sorun yaşanan konunun yüzde 5,9 ile ev ile ilgili sorumluluklar olduğu görüldü. En fazla sorun yaşanan diğer konular sırasıyla, yüzde 5,4 ile ailece birlikte vakit geçirmeme ve yüzde 5,3 ile sigara alışkanlığı oldu. Eşler arasında en az sorun yaşanan konular ise sırasıyla, yüzde 1 ile eğlence alışkanlıkları ve alkol alışkanlığı ve yüzde 1,1 ile arkadaşlar, görüşülen kişiler oldu.
BOŞANMA NEDENİ SORUMSUZ VE İLGİSİZ DAVRANMA
En az bir kez boşanmış bireylerin boşanma nedenleri incelendiğinde; Türkiye genelinde en fazla boşanma nedeni yüzde 50,9 ile sorumsuz ve ilgisiz davranma oldu. Bunu, yüzde 30,2 ile evin ekonomik olarak geçimini sağlayamama ve yüzde 24,3 ile eşlerin ailelerine karşı saygısız davranması sorunu izledi.
Boşanma nedenleri cinsiyete göre incelendiğinde; en önemli boşanma nedeni her iki cinsiyette de sorumsuz ve ilgisiz davranma oldu. Bu oran, kadınlar için yüzde 61,5, erkekler için ise yüzde 40,2 oldu. Kadınlar için sorumsuz ve ilgisiz davranmadan sonra en önemli boşanma nedenleri yüzde 42,6 ile evin ekonomik olarak geçimini sağlayamama, yüzde 36,4 ile dayak/kötü muamele oldu. Erkekler için sorumsuz ve ilgisiz davranmadan sonra en önemli boşanma nedenleri ise yüzde 24,5 ile eşin ailesinin aile içi ilişkilere karışması ve yüzde 24 ile eşlerin ailelerine karşı saygısız davranması oldu.
Son bir yıl içerisinde çocuk veya çocuklarına ceza veren anne ve babaların ne tür ceza verdikleri incelendiğinde; anne ve babaların çocuklarına verdikleri en yaygın ceza türü yüzde 72,6 ile azarlama oldu. Bunu, yüzde 48,7 ile İnterneti yasaklama ve yüzde 40,8 ile TV izlemesine izin vermeme cezaları izledi.
Son bir yıl içerisinde anne ve babaların çocuklarına verdikleri en az ceza türü yüzde 8,9 ile odaya kapatma oldu. Bunu, yüzde 14,2 ile harçlığını kesme ve yüzde 14,3 ile arkadaşları ile görüştürmeme cezaları izledi.
BİREYLER, 3 ÇOCUK İSTİYOR
Bireylerin şartları uygun olsa kaç çocuk sahibi olmayı istedikleri incelendiğinde; en fazla istenen ideal çocuk sayısı yüzde 32 ile 2 çocuk oldu. Türkiye genelinde bireylerin yüzde 31,4’ü şartları uygun olduğunda 3 çocuk, yüzde 18’i 4 çocuk, yüzde 14,9’u 5 ve daha fazla çocuk isterken yüzde 3,4’ü tek çocuk istediğini, yüzde 0,3’ü ise hiç çocuk istemediğini belirtti.
Bireylerin şartları uygun olduğunda istedikleri ideal çocuk sayısı cinsiyete göre incelendiğinde; kadınların en fazla istediği ideal çocuk sayısı yüzde 33,1 ile 2 çocuk iken erkeklerin en fazla istediği ideal çocuk sayısı yüzde 31,6 ile 3 çocuk oldu.
Bireylerin şartları uygun olsa kaç çocuk sahibi olmayı istedikleri medeni duruma göre incelendiğinde; daha önce hiç evlenmemiş bireylerin şartları uygun olduğunda en fazla istedikleri ideal çocuk sayısı yüzde 46,7 ile 2 çocuk oldu. Bireylerin şartları uygun olduğunda en fazla istedikleri ideal çocuk sayısı, evli bireylerde yüzde 31,9 ile 3 çocuk, boşanmış bireylerde yüzde 44,2 ile 2 çocuk ve eşi ölmüş bireylerde yüzde 28,4 ile 3 çocuk oldu.
Bireylerin kendilerine bakamayacak kadar yaşlandıklarında nasıl yaşamayı düşündükleri sorulduğunda; bireylerin yüzde 37,6’sı yaşlandıklarında çocuklarının yanında kalmayı istediklerini belirtti. Diğer en çok tercih edilen yaşlılıktaki yaşam biçimi tercihi sırasıyla, yüzde 29,4 ile evde bakım hizmeti almak ve yüzde 11 ile huzurevine gitmek oldu. Bireylerin yüzde 21,6’sı ise yaşlandıklarında nasıl yaşayacakları hakkında bir fikirlerinin olmadığını belirtti.
Bireylerin kendilerine bakamayacak kadar yaşlandıklarında nasıl yaşamayı düşündükleri yaş grubuna göre incelendiğinde; huzurevine gitmek istediğini belirten bireylerin oranının en az olduğu yaş grubu yüzde 7,7 ile 65 yaş ve üzeri yaştaki bireyler oldu. // EGE BASIN GRUBU // Erdem Kibar-Mehmet Özdem-Mehmet Tekeli
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.