Çoğumuz mutlu bir yaşamı yanlış istikamette arar. Ne dış dünyada, ne gelecekte, aksine tam da ters istikamette yer alır mutlu bir yaşamın sırrı. Mutlu bir yaşamın, başarılı bir hayatın iyi ilişkilerin sırrı doğru rehber ebeveynlerle sevilerek büyümektir. Yaşamın sırrı çocukluk yıllarında gizler kendini. Mutluluğun anahtarı büyüdüğümüz evdir. Sevginin ne olduğunu doğru aktarabilmiş ebeveynlerdir.
Sahip olduğumuz bir dış dünya yoktur. İç dünyamız ve bu dünyaya uygun yarattığımız dış gerçeklik mevcuttur ancak. İçerisi dışarıyı yaratma kudretine sahiptir. Yaşamımızı nasıl renklerle boyayacağımız anne bebek ilişkisinde belirlenir. İnsanları kaçarak mı yoksa onlara güvenerek mi sevebileceğiz, dünya güvenli bir yer mi değil mi, tüm bu soruların cevapları çocuğun 3 yaşına dek algısında belirlenir. Girişkenliğimiz, özgüvenimiz iki yaşlarındayken şekillenir. Sevginin ilişkinin tanımını, bir kadının kim bir erkeğin kim olduğunu ise üç ila beş yaş arasında öğreniriz. Ve tüm öğrendiklerimiz yetişkin dünyamızın yaratıcısıdır. Geçmiş, çocukluk çatışmaları, her zaman yeni ama benzer sahnelerle gelecekte kendini yeniden yaratır.
Çözümlenmemiş çocukluk çatışmaları, travmalar henüz geleceğe varmadan geçmişi geri getirebiliriz. Hem yetişkinler hem de çocuklar için geçmişe yolculuk yapabilmek mümkündür. Bu noktada bizim yolculuğumuzun adı Deneyimsel Oyun Terapisidir.
Dört buçuk yaşında olan E.D gelişim geriliği tanısı almış, 2,5 yaş bilişsel yetenekleri göstermesi, konuşma bozukluğu ve anneden ayrılamıyor olması nedeniyle terapiye getirilmiştir. Hikayesini aldığımızda, E.D 1,5 yaşlarında iki cerrahi operasyon geçirmiş ve bu sebepten ötürü üç ay süresince anneden ayrı kalmıştır. Ameliyatlarda çocukların anneden alınmaları, tanımadıkları kişilerle operasyona girilmesi, zor kullanılarak yapılmak zorunda kalınan müdahaleler çocuk için travma anlamına gelmektedir.
‘E.D’ nin henüz gelişmekte olan egosu ;operasyonlar sırasında hissedilen dehşet duygusunu, travmatik yaşantıyı bastırmak ve bilinçten uzak tutmak için tüm enerjisini kullanıyordu. Dış
gerçekliği yönetmek, ilişki kurmak, bireyselleşmek, dil ve bilişsel becerilerin gelişimi için egonun ayırabileceği bir enerji miktarının olmayışı gelişim geriliğine neden olmuştu’.
Bir yıllık süreç boyunca E.D deneyimsel oyun terapi ile kendi yönettiği oyunlarda, kaybettiği enerjiyi kendi gücü ile tekrar kazanması için yönetimi çocuğa devreder, operasyon sürecini yeniden sahnelemiş ve bastırılan duygular bilince taşınarak yeniden yapılandırılmıştır. E.D bu süreç sonucunda kendi yaş grubunun bilişsel yeterlilik seviyesini yeniden kazanmış ve konuşma bozukluğu da ortadan kalkmıştır. Bağlanma stili yeniden çalışılarak anneden ayrılması sağlanmıştır. E.D bu yıl yaşıtlarıyla eğitim yaşamına devam edebilmektedir.
Aileler, bir çok farklı semptomla çocukları terapiye getirirler. Gelişim dönemlerine ait bilgilerinin olmayışı çocukların değişen davranışlarını kavramalarını zorlaştırır ve çocuğun büyüme süreci ebeveyn için yönetilemez bir alana dönüşür. Örneğin iki yaşlarında girişimcilik duygularına dünyayı keşfetmesine izin verilmeyen bir çocuk, ilk okul yaşamındaki akademik yetersizlik özgüven problemleriyle terapiye getirilir. Anneden ruhsal olarak ayrılamamış bebek, okula başlamada büyük zorluklar çektiği için aile destek almayı uygun bulur. Oedipus çatışmaları yönetilememiş çocuk, cinsel davranış problemleriyle, iyi verilmemiş tuvalet eğitimi, sert otoriteyle büyüyen çocuk geliştirdiği takıntılar nedeniyle, yeterince görülmemiş, ruhsal ihtiyaçları karşılanmamış çocuk öfke ve saldırganlık problemleri için terapiye getirilebilir. Oyun terapisinin yardımcı olabileceği psikolojik problemlerden bazıları; travma sonrası stres bozukluğu, üzüntü, korku gibi duyguların normalin üzerinde olması, boşanma, sebebi bulunamamış ağrılar, özgüven eksikliği, ebeveynlerden ayrılırken ağlama, korku gibi tepkiler verme, kendine zarar verme, alt ıslatma, bazı öğrenme bozukluklarıdır.
Deneyimsel Oyun Terapi süreci boyunca çocuk anne karnı dahil olmak üzere çözümleyemediği çatışmaları oyun aracılığıyla yeniden sahneler ve terapist bu süreci yeniden yapılandırır. Tüm bunlarla beraber en temel meselemiz ömür boyu sürecek ebeveyn çocuk ilişkisini sağlıklı hale getirmektir. Ebeveynler, bu süreçten rehber ebeveynlere dönüşmüş şekilde ayrılır. Rehber ebeveyn demek, gelişim çatışmalarını yönetebilen, sağlıklı ilişki kurabilen, dünyayı doğru anlatabilen, çocuğun ruhsal ihtiyaçlarını karşılayabilen, kriz yönetme gücüne sahip ebeveyn demektir.
Her ebeveyn çocuklarının iyi ve mutlu bir yaşam sürmesini ister. Ebeveynler, deneyimsel oyun terapisiyle mutlu bir yaşamın gelecekte değil, tam da şimdi ve burada, bu zamanın içindeki anne baba tutumlarıyla mümkün olduğunu öğrenirler. // EGE BASIN GRUBU
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.