Uzmanlar mobil oyun bağımlılığının şiddet davranışlarını tetiklediği konusunda aileleri uyarıyor. Aileler çocuklarının evde vakit geçirmesi için internet, bilgisayar gibi imkânları sağlayarak sokaktaki tehlikelerden onları korumayı düşünüyor. Oysa bu yaklaşım bambaşka tehlikelere yol açabiliyor.
Yeşilay Yönetim Kurulu Üyesi Klinik Psikolog Mehmet Dinç, çocukların bilgisayar başında, internet aracılığıyla aslında birçok tehdide karşı korunmasız kaldığına dikkat çekiyor. Hem oyunların içeriği nedeniyle şiddet davranışları normalmiş gibi algılanıyor, hem de çocuk tanımadığı kişilerle tanışarak istismar tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor. Dinç, “Çocuğu bilgisayar yerine keyif alabileceği alanlara yönlendirmek, arkadaşlarıyla bir araya gelebileceği alanlar oluşturmaya çalışmak, bilgisayara yönlendirmekten çok daha doğru ve anlamlı” diyor.
Geçtiğimiz günlerde Rize’de bilgisayar oyunu bağımlısı bir gencin, sınıf arkadaşını ve kendisini bıçakladığı olayı örnek veren Dinç, oyunların çoğunlukla şiddet ve olumsuz davranışlar içerdiğini belirterek, bu oyunları uzun süre oynayan çocuklarda şiddetin olağanlaştığını ve yanlış rol modellere maruz kaldıklarını; gerçeklik duygusundan kopmalarıyla ileri safhalarda maalesef bu tip üzücü tabloların ortaya çıkabildiğini söylüyor. Rize’deki üzücü olayda gencin bağımlılık semptomlarının aile ve öğretmen tarafından da fark edilmediğini belirten Dinç; “Tablet, telefon ya da bilgisayardan kendisini alamayan, arkadaş çevresinde asabi, sosyalleşemeyen, iletişim kuramayan çocuklar aslında bu davranışlarıyla çevreye uyarı işaretlerini veriyor. Aileler ve öğretmenler bu duruma dikkat etmeli ve gereken önlemleri almalı” diyor.
“Çocukların hayatını aktivitelerle zenginleştirin”
Dinç, ailelere düşen görevleri ise şöyle sıralıyor:
“Ebeveynin bu noktada, kendisinin teknolojiyle olan ilişkisini sorgulaması lazım. Eğer ebeveyn olarak çocuklara rol model oluyorsak, kendi internet kullanımımızın ne kadar fazla olduğuna bakmamız gerekir. Eve gelir gelmez açılan bilgisayarlar, bitmek bilmeyen telefon kullanımı iletişimi zaten kısırlaştırıyor. Öncelikle aile içerisinde iletişimin kurulabiliyor olması, birlikte zaman geçiriyor olmak, birlikte geçirilen zamandan keyif alabiliyor olmak önemlidir. Birlikte zaman geçirmekten keyif alındığında, iletişimin güçlü olduğu noktada, teknoloji bir sığınak olarak görülmeyecektir.”
Alternatif yaşam tarzlarının oluşmasının bu bağımlılığın önüne geçeceğini belirten Dinç, “Çocuklarımızın hayatını aktivitelerle, sporla zenginleştirmeliyiz. Gerçeklik kırılmalarını yaşamadan çocuklarımıza sanal dünyadan çekmeli, gerçek dünyanın farkında vardırtmalıyız. Ailece yapılacak etkinlikler, arkadaşlarla geçirilecek vakit çocuğu bu tür tehlikelerden uzak tutacaktır. Bu konuda sivil toplum kuruluşlarına ve devlet kuruluşlarına da önemli görevler düşüyor” şeklinde konuştu.
OYUN BAĞIMLILIĞINA KARŞI 7 ÖNERİ
1. Sevgi gösterin: Koşullu mesajlar vermeden çocuklara saygı ve sevgi gösterilebilir. Çocuklarla aile, akraba ve arkadaş ziyaretlerine gidilebilir. Ziyaretlere giderken teknolojik cihazlar kesinlikle götürülmemelidir.
2. Kaliteli zaman geçirin : Küçük çocuklarla parklara ve spor merkezlerine, gençlerle sinema, tiyatroya ve maçlara gidilebilir. Birlikte kitap, gazete ve dergi okuma saatleri planlanabilir. 3. Oyun oynayın: Halıda, yerde ya da masada karşılıklı ya da eşli oyunlar oynanabilir. 4. İyi model olun: Anne-babalar diğer aile üyelerine davranışlarıyla örnek olabilir. Evde bilgisayar üzerinden yapılan işleri ve teknolojiyi ‘çok acil’ bir durum varsa bile belirli zaman aralıklarında ya da kısa süreli kullanmaya özen göstermelidirler. 5. Sınır koyun: Altı yaşından önce çocukları bilgisayar, laptop, tablet ve akıllı telefon ile tanıştırmamak gerekir. Altı yaşından sonra ise günde bir saat olacak şekilde yine anne ve baba eşliğinde eğitsel oyunlar ile zaman geçirmesi sağlanabilir 6. Sorumluluk verin: Çocukların yaşına uygun, ev içerisinde yapabileceği sorumluluklar verilebilir. 7. Takip edin: Çocuğun güvenli internet bağlantısı kullanması sağlanabilir. Aile çocuklarının arkadaşlarını yakından tanımalı ve internet kullanımını takip etmelidir.
SANAL OYUNLARIN NEGATİF VE POZİTİF ETKİLERİ
Pozitif etkileri
- Mobil oyunları oynarken, çocuklar problem çözme becerisi kazanır ve algısı daha açık olur.
- Mobil oyunları oynamak, daha hızlı ve doğru kararlar almalarını gerektirir, böylece karar verme becerileri gelişir.
- Mobil oyunlar, yarıştığı rakipleri arasında en iyisi olmak için çocuğu pratik yapmaya daha çok zorlar.
- Oyun oynamak, oyun stratejileri tasarlamak ve kazanmak, çocuğa başarı duygusu kazandırır ve güvenini artırır.
Negatif etkileri
- Saatlerce oyun oynamak obezite, uyku rahatsızlıkları, baş ağrıları, kuru gözler, karpal tünel sendromu (el bileği rahatsızlığı), kas hastalıkları ve aynı zamanda iskelet düzensizlikleri gibi risklerin artmasına neden olabilir. Sağlık üzerindeki diğer etkiler, kalp hızında artış ve yüksek kan basıncı olarak sayılabilir.
- Şiddet içeren mobil oyunlar ile agresif davranışlar arasında bir ilişki mevcuttur. İçinde çokça ateş etme ve öldürme eylemi bulunan oyunlara düşkünlük, çocuklarda öfke ve agresif davranışların artmasını tetikleyebilir.
- Mobil oyunları oynayan ve sonunda bir şeyler kazanan çocuğun özgüveni artar. Bu oyunlar zorbalık, küfür etme, akranlara veya kardeşlerle kavga etme gibi eğilimlerin artmasına neden olur.
- Zamanının çoğunu mobil oyun oynayarak geçiren ve derslerini aksatan çocukların, zayıf bir akademik performans gösterdikleri, okula gitmek istemedikleri, hatta okulu bıraktıkları gözlemleniyor. // EGE BASIN GRUBU
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.