Uzun süren oruç ve arkadan gelen “Ramazan Bayramı’’; yemek ya da günlük alışılmış yaşam koşullarının değişimi açısından kritik durumda olan bazı süreğen hastalarda sürpriz gelişmelere yol açabilir. Düzenli ilaç kullanması gereken bazı süreğen hastaların tedbirli olmasında fayda vardır. Temel kural, her şeyde, her zaman “ölçülü” olmaktır.
Okan Üniversitesi Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Okan Bölükbaşı; ‘’ Bayramında gelmesi ile hastalığı olan birçok kişi yollara çıkacaktır, uzun yolculuklara bir de yol kalabalığı eklenince hastalıklara göre tedbir alınması şarttır.
Migren hastaları bu ara sık değişen hava koşullarından özellikle ani alçak basınç etkisinden kaynaklanan yağışlardan etkilenebilirler. Havada bulutların toplandığı yağış öncesi sıkıntı, önce bir görsel yakınma durumuna sonra da şiddetli baş ağrısına yol açabilir. Görsel yakınmalar, görme alanına yandan giren parlak yansımalar ya da bakış noktalarında net görülemeyen bölgeler (skotomlar) seklindedir. Kırılmış cam manzarası ya da buzlu camın arkasından bakıyormuş gibi bozukluklar da olabilir (retinal migren). Baş ağrısı sırasında ya da sonrasında kafa derisinde biber sürülmüş gibi bir yanma şeklinde aşırı duyarlılık hali gelişebilir (allodini). Hasta, hemen migren ağrısı için önerilmiş ağrı kesicisini içip karanlık ve serin bir yerde bir süre için istirahate çekilirse ağrı krizini atlatabilir.’’ dedi.
Prof. Dr. Bölükbaşı ’’Epilepsi hastaları asla araba kullanmamalıdır. Zaten karayolları trafik nizamnamesine göre araba kullanamazlar. Özellikle gece karşıdan gelen far ışıkları, epileptik nöbeti tetikleyebilir. Ülkemizdeki trafik kazalarının bazısının bu tip hastalardan kaynaklandığını biliyoruz.
Şeker hastaları, diyetlerine dikkat etmelidir. Şekerli gıdalar, felç ve geçici felç gibi beyin damar hastalıklarını tetikleyebilir. Aşırı yağlı et kullanımından da kaçınmalıdır. Eğer araba sürerken bir dalgınlık ya da odaklanma güçlüğü hissederlerse hemen sağa çekip bir süre dinlenmeli ve bu süre zarfında yakınmalar düzelmezse mutlaka bir yakınını arayıp yardım istemelidir.
Yüksek tansiyon hastaları genelde aynı ilaçları ilelebet kullanma eğilimindedirler. Halbuki değişen iklim şartlarından tutun da beslenme farklılıkları; eşlik eden diğer tıbbi sorunlar ve sorunlarla ilgili ilaç kullanımları gün içindeki tansiyonu etkilemektedir. Aslında doktorlar tansiyonun yükselmesinden çok düşmesinden korkarlar. Bu nedenle hastalar ayaklarını bir yere çarpmaktan doğan ağrıdan tutun da, ishal gibi ek tıbbi sorunların bu sabit zannettikleri tansiyonlarını değiştirebileceğini unutmamalıdırlar. Seyahate çıkarken ya da günlük alışkanlıkları dışında ortaya çıkan yeni durum değişikliklerinde sabah ve akşam tok karna tansiyon takibi yapmak iyi olur. Sonucu doktorları ile görüşmeleri önerilir. Gürültüden uzak durmak, sakin ve ağaçlıklı bir yolda yapılan sabah yürüyüşleri tansiyonu olumlu yönde etkiler.’’ Açıklamasını yaptı. // EGE BASIN GRUBU
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.