Nilüfer Kent Konseyi’nin de yer aldığı Türkiye Kent Konseyleri Platformu’nun Milas’ta düzenlenen 21. Genel Kurul Toplantısı’nda Anayasa değişikliği ele alındı.
Toplantının sonuç bildirgesinde Kent Konseyleri’ne, anayasa değişikliği metninin getirdikleri ve götürdükleri konusunda halkı bilgilendirmeleri çağrısında bulunuldu.
Türkiye Kent Konseyleri Platformu 21. Genel Kurul toplantısını Muğla’nın Milas ilçesinde gerçekleştirdi. “Kent Konseylerinin Anayasa Değişikliği Sürecinde Yeri ve Rolü Ne Olmalıydı?” başlığı altında Milas Kent Konseyi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıya Nilüfer Kent Konseyi Başkanı Fehmi Enginalp ve Nilüfer Kent Konseyi Genel Sekreteri Elvan Atay da katıldı. 25 – 26 Şubat tarihleri arasında düzenlenen toplantıda Türkiye Kent Konseyleri Platformu sonuç bildirgesi yayınladı. İki madde halinde yayınlanan sonuç bildirgesinde, Anayasa metinlerinin toplumsal uzlaşım metinleri olduğu vurgulanarak, bu anlamda toplumun tüm kesimleri ve kurumları tarafından etraflıca tartışılması ve demokratik katılımla oluşturulması gerektiği vurgulandı.
Bildirgede 16 Nisan 2017 tarihinde halk oyuna sunulacak olan anayasa değişikliği metninin, söz konusu demokratik süreçler işletilmeksizin, OHAL koşulları altında hazırlandığı vurgulanarak şu ifadelere yer verildi: “Türkiye Kent Konseyleri Platformu'nu oluşturan Kent Konseyleri olarak anayasa değişikliği metninin getirdikleri ve götürdükleri üzerine halkımızı bilgilendirmek konusunda kendimizi sorumlu hissediyor ve bu sorumluluğu yerine getirme konusunda Kent Konseylerini göreve çağırıyoruz. Hukuk dışı, anti demokratik uygulamaların ülkemizi yeni olumsuzluklara sürükleyeceğini vurguluyor; demokratik kurumlara, üniversitelere, basına ve seçilmiş temsilcilere yönelik uygulamalardan duyduğumuz kaygının altını çiziyoruz.”
Kent Konseyleri’nin, yerel demokrasinin güçlenmesini, uzlaşı kültürünü, ortak aklı ve demokratik katılımı esas alan yerel yönetim mekanizmaları olduğu vurgulanan bildirgede, “Kent Konseyleri gelişmiş demokrasi koşullarında, çoğulcu ortamlarda oluşur ve yaşarlar. Bu anlamda tekçiliği ve katı merkeziyetçiliği reddederler” ifadesine yer verildi.
Bildirgede Türkiye’de uygulanan çevre politikalarına ilişkin de çağrı yer aldı.
Türkiye’de tarihi, kültürel ve doğal olmak üzere, koruma altındaki tüm alanları ve yaşam hakkını tehdit ettiği belirtilen bildirgede şöyle denildi: “Çevre konusunda tarihi, kültürel ve doğal varlıklarımızın gelecek nesillere bırakılması için kent konseyleri olarak verilen mücadeleleri her şartta destekliyor ve yanında yer alıyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından projelendirilen doğal sit alanları derecelendirme değişikliğine ilişkin, Türkiye'nin 20 bölgesindeki hazırlıkların derhal geri çekilmesini; yapılacak hazırlık çalışmalarının bilimsel normlara, planlama ilkelerine uygun, bütüncül ve katılımcı bir yaklaşımla yapılmasını istiyoruz. Bunun sonucu olarak yerel yönetimler başta olmak üzere, tüm kurum ve kuruluşları, ülke menfaatini ve geleceğini göz önünde bulundurarak karar vermeye davet ediyoruz.” // EGE BASIN GRUBU
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.